Ruanda Hakkında Genel Bilgiler
Başkenti | Kigali | Resmi Diller | Kinyarwanda, Fransızca, İngilizce |
Etnik Gruplar | %85 Hutu % 14 Tutsi %1 Twa | Yönetim Şekli | Cumhuriyet/Başkanlık Sistemi |
Nüfusu | 12,374,397 (2019) 10.515.973 (2012) | Ülkenin Büyüklüğü | 26.338 km2 (Arnavutluk ve Ermenistan’dan biraz küçük) |
Dinler | % 93,4 Hristiyanlık % 1,8 Müslüman | Ruanda Soykırımında Kaç Kişi Öldü? | 500.000 ile 1.000.000 kişi ölmüştür |
Gayri Safi Milli Hasıla (Ülke) Nominal | $11 Milyar (2020) | Gayri Safi Milli Hasıla (Kişi başı) Nominal | $873 (2020) |
Gayri Safi Milli Hasıla (Ülke) Alım gücüne göre | $33,5 Milyar (2020) | Gayri Safi Milli Hasıla (Kişibaşı) Alım gücüne göre | $2,641 (2020) |
Ruanda Afrikalı Diğer Ülkelerden Neyi Farklı Yaptı?
Afrika birçok vahşi olayın gerçekleştiği, yolsuz hükümetler tarafından yönetilen ve halkının çoğunun fakirlikten kırıldığı ülkeler kıtası olarak kabul edilir.
54 ülkeden oluşan bu kıtada bazı ülkeler bu tanıma pek uymaz. Bunlardan biri de Ruanda’dır.
Ruanda yolsuzluk endeksi ölçütlerine göre birçok Avrupa Birliği Ülkesi’nde iyi konumdadır. Afrika’da en az yolsuzluğun olduğu ikinci ülkedir.

Yolsuzluk bir yana bazı değerlere bakınca Ruanda’nın Afrika’da olmadığı bile düşünebilirsiniz? Bu yazıda size Afrika’nın en güvenli ülkesi ve en hızlı büyüyen gelişmekte olan ülkesi nasıl Araba, motorsiklet ve Afrika’nın ilk cep telefonunu üretme gücüne nasıl sahip olduğunu anlatacağım.
Ruanda yakın zamana kadar insanlık tarihinin karanlık çağlarından birini yaşamış ve şimdi ise tüm Afrika’ya ve hatta dünyaya ihmal verebilecek durumu gelmiştir.
Singapur örnek alan ülke, şimdiden Afrika’nın Singapur’u olarak anılmaya başlamış.
Yakın zamanda büyük bir soykırıma tanık olmuş Ruanda nasıl teknoloji üreten bir ülke haline geldi?
Ruanda sadece 25 sene bu ülke kocaman bir Mad Max filmini andırıyordu. 1994 senesinde o kadar manyakça şeyler oldu ki en kanlı 100 günde ülkede yaşayan 7’i kişiden biri diğerleri tarafından öldürüldü.
Hala anlamadığım ya da anlamak istemediğim nasıl manyaklıktır nasıl bir insanlıktan çıkmadır ki sadece 100 günde 7 milyon nüfuslu bu ülkede nasıl 1 milyon kişi öldürüldü? Sakat kalanları tacize uğrayanları, yurtlarından kaçanları ise saymıyorum.
1994’de ortalama bir Ruandalı’nın yaşam süresi 28 yılken nasıl ortalama yaşam sürelerini 68 yıla çıkarttılar. Ruanda mucizesi nedir? Ya da gerçekten bir mucize mi? Hangi reformları yaptılar ve neleri feda ettiler?
Afrika’nın kalbinde yer alan Ruanda da neler oluyor? Bu işin sırrı ne?
Ruanda’nın bugünün baş mimarı bugünkü Ruanda Başkanı Paul Kagame’dir. Eski İngiltere Başkanı Tony Blair ve Eski Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bill Clinton’un zamanımızın en büyük liderlerinden biri dediği ve Afrika’nın tamamında büyük bir çoğunluk tarafından süper star sevgisi gören Kagame kimdir?
Paul Kagame’nin Yaşamı. Diktatörün sevimlisi olur mu?
Kendisi de ülkesi Ruanda gibi zorlu yollardan başarıya ulaşan Kagame, Tutsi kabilesinin bir ferdi olarak 1957’de doğmuştur. Hutu saldırıları nedeniyle Kagame daha 2 yaşındayken ailesi Uganda’ya kaçmış ve kaçışları sırasında Kagame’nin annesi öldürülmemesi için Kagame’ye kız çocuğu süsü vermiştir.
Kagame gençliğini Uganda’da mülteci olarak yaşamak zorunda kalmıştır. Kagame yıllar içinde Uganda Ordusu’nda ve Uganda devletinde üst derece görevler yapmış ve Amerika’da askeri eğitim almıştır.
Kagame’nin en bilinen özellikleri ise kişisel karizması, güçlü iradesi ve ciddiliğidir.

Uganda’da mülteciler tarafından kurulan Ruanda Vatansever Cephesi’nin 1990 yılında başına geçen Kagame, başlangıçta disiplinsiz ve serserilerden oluşan bir grubu disiplinli bir savaş makinasına dönüşmüştür. 1990’da senesinde ülkenin Ruanda’nın kuzeyinde güvenli bir alan yaratan Kagame, 1994’de Hutu kabilesi kökenli Ruanda devlet başkanının uçağının düşürülmesi ile başlayan süreçte çok hızlı aksiyon almıştır.
Işıktan önce 1994’ün karanlığı
Niye Ruanda Soykırımı oldu?
1994 de Ruanda Soykırımından Yaşandığı Zaman Ruanda
Hala kimsenin kim tarafından düşürüldüğünü bilmediği uçak kazasında Ruanda Devlet Başkanı ölmüş ve Hutu kabilesi mensupları tarafından kazayla Tutsiler suçlanmış ve devlet destekli bir terör başlamıştı.
Hutu yönetimindeki devlet Hutulara pala dağıtımına başlamıştı. Devlet radyoları Tutsilerden bahsederek öldürün hamam böceklerini diyordu. Tutsi komşusunu ve karısını öldürmeyen ve merhamet gösteren Hutular da idam ediliyordu. Ortalık kargaşa içerisindeydi.
Burada sadece Ruandalıları, Hutu ve Tutsileri suçlamak da yanlış Ruanda’da askeri gücü olan Belçika ve Fransızlar bu katliamı durdurmak için hiçbir şey yapmadı. Az bir gücü olan Birleşmiş Miletler’de o az gücünü ülkeden çekti. Gazeteler yazdılar çizdiler. Ama her zamanki gibi fatura hiçbir suçu olmayan masumlara çıktı.
Hutu ve Tutsi’ler niye birbirlerinden bu kadar nefret ediyordu? Aralarında bir farklılık var mıydı?
Esasında diğer Afrika ülkelerine kıyasla Ruanda daha homojen bir yapıya örneğin komşuları Uganda’da 15 farklı dil konuşuluyorken Ruanda hep tek bir dil ve kültür vardı.
Ta ki 1900 yıllarda Belçikalılar gelene kadar. Belçikalıların ilk yaptığı iş ise halkı kabilelere bölmek ve kabilesine göre muamele etmek oldu. İlk başlarda Tutsi’ler yönetime getirildi, Tutsiler bağımsızlık isteyince Hutu’lar ırkçı felsefeyle Tutsilere düşman edildi. 1962 yılında Ruanda sonunda bağımsız olduğunda Hutu ve Tutsi çoktan kan düşmanı olmuştu.
Hutu ve Tutsi düşmanlık nasıl son buldu?
Ülkede olayları sonlandırabilecek tek güç Kagame’nin Vatansever Cephesi askerleriydi ve Kagame’nin en tartışılmaz gücü ise askeri zekasıydı.
Kagame’nin kontrolündeki birlikler kısa sürede sayıca üstün fakat organizasyon gücü zayıf Hutu sivil güçleri ile hükümet güçlerini yenerek katliamı durdurmayı başarırlar.
Fakat durun sorunlar burada bitmemişti? Nerdeyse hiç doğal kaynağı olmayan, dünyanın en fakir 10 halkından birine ev sahipliği yapan bir ülkede intikam almak isteyen Tutsileri ve Tutsi’leri hala öldürmek isteyen Hutu’ları engellenmesi gerekiyordu?
Soykırım sona erdikten sonra Ruanda da ne oldu?
1994 ve 2000 yılları arasında evre çok zor geçmiştir. Kagame’nin başkan yardımcısı olduğu hükümet ilk senelerde olayları kontrol etmekte zorlanıyor, tam anlamıyla klasik bir Afrika yönetimi olmaya aday hükümette bakanlar için en önemli şey ceplerini doldurmaktı. Kagame ise bu süreçte kişisel karizmasını halkın desteğini almakta kullandı ve 2000 yılında Hutu Başkan Bizimungu istifa etmek zorunda kaldı. Kagame artık ülke yönetiminde tek adam ve mutlak güçtü. İşte bu noktada hikayemiz farklılaşıyor?
Çünkü çoğu diktatörün bencil istekleri yerine Kagame’nin halkı için farklı istekleri vardı. Öncelikle iki hedefinden biri Ruanda halkını birleştirmek diğeri ise halkını yoksulluktan kurtarmaktı.

Kagame neyi farklı yaptı? Ruanda Nasıl Teknoloji Üretiyor
Kagame diğer Afrikalı diktatörlerin aksine özel jetiyle Paris’e alışverişe gitmiyordu. Batılı ülkelerine gittiğinde Uluslarası Konferanslara katılıp ülkesini anlatıyor. Harvard gibi dünyanın en bilinen üniversitelerine gidip görüşlerini paylaşıyor, Google ve Walmart CEO’larıyla kişisel ilişkiler geliştiriyor ve sürekli ülkesine yatırımcı ve bağış topluyor.
2007’den itibaren Ruanda’ya her sene yaklaşık 1 milyar dolar’dan fazla yatırımı ülkesine sokmayı başaran Kagame genç işsizlik oranları da düşürmekle kalmayıp gençlerin Kigali’de yerel bir genç girişimci sınıfının oluşmasına sağlamıştır. Bu arada şu an ülkesinde araba, motoksiklet gibi kompleks sanayi ürünlerinin üretilmesinin yanı sıra Afrika’nın ilk cep telefonun da Ruanda da üretilmesi şans değildir.
Kagame’nin en önem verdiği konulardan biri ise eğitim, devletin bütçesinin dörtte biri eğitime ayrılıyor ve 12 yaşına kadar eğitim zorunlu. Okullar teknik ve dil yeteneklerine ağırlık veriyor.
Ruanda artık 1994’de olduğu gibi taş devrinden hallice bir ülke değil, Ruanda şu an herşeyi aynı anda yapmaya çalışıyor, hem yoksulluğu yok etmeye çalışıyor hem de bir teknoloji ülkesi olmaya çalışıyor hem de Afrika’yı birleştiren ticaret ve turizm merkezi…
Tabi ki hala Ruanda hala birçok problem ortalama bir Ruandalı’nın yıllık kazancı 1000 Dolardan azdır. İşsizlik %16 düzeyindedir fakat işsizlik sürekli düşmektedir ve yeni işler yaratılmaktadır. Ülke 2000 yılından beri büyüme hızı %7’in üzerindedir ve Dünya Bankası’na göre Afrika’da yatırım yapılabilecek en iyi 2. ülkedir.
25 yıl önce ülkenin çoğunun yiyecek bulamadığı ve işsizliğin %90 olduğu düşünüldüğünde büyük gelişme.
Ülkenin bu ani zıplayışı birçok çelişkileri de içinde barındırıyor.
Halen altyapı problemlerini çözemeyen başkentte hala elektrik kesintileri varken ve kanalizasyon altyapısı yapılırken aynı zamanda ülkede Afrika’nın en hızlı internetlerinden birinin altyapısı bulunmaktadır. Ayrıca 4 Ruandalı’dan birinde akıllı telefon bulunmaktadır.
Ruanda da güneş enerjili telefon şarj eden standlar
Bu da ilginç manzaralar ortaya çıkartıyor. Elektrik kesintisi yüzünden akıllı telefonlarını şarj edemeyenler için başkent sokaklarında güneş enerjisiyle telefon şarj eden seyyar satıcılar görebilirsiniz.
Kagame bir yandan ülkesini teknoloji üretmeye çalışırken hükümeti bir yandan yoksul halka inek dağıtıyor. Modern Tarımı da geçmeye çalışıyor, Ruanda tarihinde ilk kez gıda ürünü ihraç eder duruma gelmiş.
Kagame halkının refahını istemektedir ve özel sektörü büyümenin motoru olarak devletin ekonomiye müdahalesini sınırlı tutmuştur. Bu da birçok doğrudan yabancı yatırımın önünü açtığı gibi toplumsal barış sağlandığında zamanında ülkelerinden kaçan birçok Ruandalı’nın ülkelerini dönüp öğrendiklerini ülkelerinde uygulamasına imkan vermiştir.
Ülkede az parayla çok iş yapmaya çalışıyor bunun için de kaynakların verimli kullanılması şart. Kaynakların doğru harcamasına öncelik veren Kagame yolsuzluğa karşı da ciddi mücadeleler vermiş. Bu ilkeyi halka benimsetmiştir. Kagame hükümeti kabilecik olgusunu kaldırmış, hükümetin ana prensiplerinden birini de yolsuzluk ile mücadele olarak koymuştur. Bu politikalar sonuçlarını vermiş ve Ruanda şeffaflık ve yolsuzluk endekslerinde Avrupa’dan birçok ülkeyi geçmesinin yanı sıra Güney Kore ve Çin gibi gelişen ekonomileri de geçmiştir.
Yoksulluk, fırsat eşitliği gibi konularda mücadele eden hükümet aynı zamanda kadın eşitliğine de önem veriyor. Kagame’nin parlemantosu’nun %56’sini, Bakanlar ve Hakimlerin yarısını kadınlar oluşturur.

Ve insani gelişmişlik endeksleri her geçen gün artmaktadır. Ülke herkes aşıya ulaşabilmekte olup yeni doğan ölümleri azalmış gece gündüz ülkede güvenlik riski bulunmamaktadır. Yazılım açısından da ilerleyen Ruanda yaptıkları yazılımları bir çok alanda teknolojiyi d
Ülke Afrika’nın en temiz ülkesi olmasının yanı sıra tek kullanımlık tüm plastik ambalajlar yasaklanmış ve her ayın son cumartesi günü tüm halka sokaklarını temizleme görevi yüklenmiştir.
Pekiyi Kagame yüzyıllık düşmanlığı nasıl sona erdirdi? Güvenlik Nasıl Sağlandı?
Kagame katliamın mağduru Tutsi kabilesine mensup olmasına rağmen Hutu’ları suçlamamıştır. Kagame’nin ilk hareketi ise Hutuları ve Tutsileri devlet yönetiminde aktif rol oynamaya ve ortak olmaya çağırmak olur.
Kagame’ye göre binlerce yıl birlikte yaşamış olan bu iki halkın savaşması saçmaydı. Artık yaraları sarma zamanıdır. Hutu ve Tutsi ayrılığının tek sebebi, destekleyicisi ve kazananı Fransız ve Belçikalılar olduğunu söylemiştir. Artık bunları geride bırakıp tek bir halk Ruanda halkı olma zamanıydı.
Kagame’ye otoriter bir diktatör müdür? Kagame insan hakları örgütleri tarafından muhalifleri susturmakla ve güç kullanmak eleştirelerinde haklılık payı var mıdır?
Ülkede kabile kökenleri bastırılmıştır. Kimlik kartlarından kabile kısmı kaldırılmış ve vatandaşların Tutsi ve Hutu kelimeleri kullanması ise yasaktır. Herkes eşit ve Ruandalı’dır.
Kagame’nin eleştirenleri de çoktur… Kagame bir çok açıdan otoriter olmasının yanı sıra insan hakları ve düşünce özgürlüğü açısından karnesi zayıf. Ayrıca seçimlere muhaliflerini sokmaması ve %99 oy aldığı son seçimlerin de hileli olduğu sır değil. Ülkede muhalefet partileri yoktur, sözde muhalefet partileri vardır. Basın özgürlüğü de yoktur.
Ama dikkat edilmesi gereken husus bu özgürlüklerin çoğu Kagame öncesinde de yoktu. Kagame başa geçtiğinden en iyimser analistler bile başarılı olma ihtimali olmadığını düşünüyorlardı. Ülkesi tam anlamıyla devletsizdi, herhangi bir altyapısı ve geleneği yoktu. Bugün ise dengeli, çoğunlukla tek bir kültür ve dil hakim olduğu eğitimin, sağlık hizmetlerinin, sosyal desteklerin bölge ve etnik köken ayrımı olmaksızın eşit verildiği ve ulusal bir kimliğin oluştuğu bir devlet olmuştur.
Kagame nihai hedefinin demokrasi olduğu teyit etmesine rağmen önceliğinin halkının sosyo ekonomik kazanımlarının feda etmemek olduğunu belirtir demokratik gelişmekler ise ekonomik gelişmeyle gelecektir. Ne koşulda olursa olsun geriye dönülmemesi gerektiğini düşünmektedir. Bu yüzden seçimler formalitedir.
Kagame’ye göre Batılılar çifte standart uygulamaktadır?
Kagame Terör ile mücadele konusunda başka ülkeleri işgal etmekten çekinmeyen, terörist saydıklarını öldürmekten çekinmeyen, mülteci botlarını batıran Batı toplumu’nun Ruanda’ya kınamasına anlam verememektedir. Ülkenin çoğu sorunu Fransız ve Belçika yönetiminde meydana gelmiş ve Ruanda halen soykırım sonrasında Fransızların silahlarıyla çevre ülkelere kaçmasını izin verdiği Hutu milislerle mücadele etmektedir. Ruanda ordusunu bu sebeple birçok kez kendisinin çok daha güçlü Kongo toprakları’na işgal ederek Ruanda’yı tehdit eden bu terör örgütleriyle savaşmak durumunda kalmıştır.
Kagame’ye en büyük eleştrilerden biri de kendisinin sonraki yönetimi hazırlamamış oluşudur? O da ben bir lider değil birçok açıdan yetkin onurlu bir toplum yetiştirmeye çalışıyorum. Eminim ki Ruandalılar Ruanda’ya sahip çıkacaktır diye cevap vermektedir.
Paul Kagame’ye karşı eleştirilere karşı benim görüşüm
İnsan haklarına çok önem veren bir yapıya sahip olduğumdan Kagame’nin mucizesine temkinle yaklaştım. Kagame‘nin dinlediğim röpartajlar da sorulan sorulardan biri de yoksullukla mücadele eden bir ineğe muhtaç bir halkınız var iken niye kar etmeyen havayollarına ve ülkenizin tanıtımı için Arsenal futbol takımına milyonlarca dolar para verdiğiydi? Muhabir onu kaynaklarını halkının ihtiyaçlarının aksine kullanmakta ve israf etmekle suçluyordu?
Kagame ise insanlardan yoksulluğuyla ilgilenmek için elinden geleni yaptığı ama onun dediği gibi paranın boşa gitmediği o paranın ülkesinde iş yarattığını ve turist getirerek uzun vadeli iş yarattığını niye anlamak istemediğini sordu. Ruanda’ya gelen turist 2004 yılından sıfıra yakın iken son beş senedir her sene 1 milyona yakın turist gelmektedir.
Siz ne düşünüyorsunuz? Kagame sizce diktatör mudur? Ruanda için karanlık günler geride mi kaldı ?
Bu da ayrı yazı konusu olsa da Doğu Afrika yeni gelişmelere gebe, Ruanda’nın aralarında bulunduğu 6 devlet birleşerek yeni devlet olmaya çalışıyorlar. Federal bir yapıda olacak bu yeni devlet bir süper güç olabilir mi? Yoksa Bölge tekrardan kaosa mi süreklenecek? Bunu da başka yazımızda inceleyeceğiz.
Yorumlarınızı lütfen Youtube kanalımız aracılığıyla bize iletiniz.
Youtube kanalımıza abone olarak bizi takip edebilirsiniz.